Johannesburg/Gauteng
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin en büyük kenti Johannesburg ve kentin içinde yer aldığı en büyük eyaleti Gauteng ülkenin hem nüfus hem de ekonomik olarak ağırlık merkezini oluşturuyor. 15,5 milyonluk Gauteng eyaleti Güney Afrika Cumhuriyeti nüfusunun yaklaşık dörtte birini barındırıyor ve ülke ekonomisinin %35’ini üretiyor. Siyasi alanda ise 1994 yılında Apartheid rejimine son veren Güney Afrika genç bir demokrasi olarak nitelendirilebilir. Dolayısıyla Johannesburg ve Gauteng için demokratik ve katılımcı stratejik planlama deneyimi de oldukça yeni.
Hem Johannesburg hem de Gauteng’e yönelik uzun vadeli planlama çalışmaları 2000’li yılların başında başladı. Yıllara yayılan çalışmaların sonunda önce 2040 hedefli Johannesburg planı (Joburg 2040) ardından 2055 hedefli Gauteng stratejik planı hazırlandı. Gauteng 2055 hazırlık sürecinde ilk adım 2009 yılında çekirdek ekibin belirlenmesi ve stratejik planlama geçmişi daha eskiye dayanan dünya örneklerinin incelenmesi ile atıldı. Eyalet hükümetinin güçlü desteğinin de etkisiyle geniş bir vatandaş katılımı sağlandı ve akademisyenlerin hazırladığı tartışma belgeleri genel bir çerçevenin hazırlanmasına imkân sağladı. 2011 yılındaysa idarecilerin ve uluslararası danışmanların katılımıyla plan sürecini takip eden Gauteng Danışma Kurulu oluşturuldu. Yaklaşık beş yıllık bir sürecin sonunda Gauteng 2055 planı 2014 yılında tamamlanarak yayımlandı.
Hazırlanan Gauteng 2055 stratejik planının 26 yıl önce yürürlüğe giren ve ırklar arası eşitsizliklere son veren yeni anayasayla uyumlu bir biçimde ırksal ayrımları, kentsel eşitsizlikleri, yoksulluğu ve işsizliği ortadan kaldırmaya odaklandığı göze çarpıyor.
Gauteng planının hedef yılı olarak seçilen 2055’in Güney Afrikalılar için ayrı bir önemi var. Zira 2055, ülkede çoğunluğu oluşturan siyahların onyıllardır maruz kaldıkları zulme, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı seslerini net bir şekilde yükselttikleri “Özgürlük Beyannamesi”nin (Freedom Charter) yayımlandığı yıl olan 1955’in yüzüncü yıl dönümü. Beyannamenin ilkeleri Gauteng 2055 planı için temel yol gösterici olarak belirlenmiş. Toplumsal değerler olarak öne çıkan ilkeler arasında şunlar yer alıyor: Entegrasyon ve işbirliği, insan onuru, cinsiyetçilik karşıtlığı, hukukun üstünlüğü, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma, fırsatlara eşit erişim, toplumsal hoşgörü ve uyum, canlı ve katılımcı topluluklar.
İstanbul Vizyon 2050 Ofisi olarak 10 Eylül 2020 tarihinde Afrika kıtasının en büyük metropollerinden Johannesburg kenti ve bağlı olduğu Gauteng eyaletinin stratejik plan deneyimlerini proje yöneticileri Rashed Seedat, Nalini Naicker ve Aveshni Ponnusamy'den dinledik. Tamamlanmış son plan olan Gauteng 2055 planının tartışıldığı oturumda şu noktalar önce çıktı:
- Gauteng 2055 planı başa çıkılması gereken beş sorun alanı tanımlıyor. Bunlar “kentleşme, ülke içi ve uluslararası göç, yoksulluk, işsizlik ve iklim değişikliği”. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için gereken değişimin dört itici gücü ise şöyle sıralanıyor: “Sürdürülebilir kalkınma, eşitlikçi büyüme, iyi yönetim, sosyal içerme ve uyum.”
- Onyıllarca süren Apartheid rejiminin bir kalıntısı olarak mekânsal ayrışma hala devam ediyor. Ayrıca ekonomik kalkınma kendiliğinden eşitlikçi büyümeyi beraberinde getirmiyor ve yoksulluğu ortadan kaldırmıyor. Gauteng bölgesi dünyada GINI katsayısının dolayısıyla gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu yerlerden biri. Irk, sınıf ve cinsiyet ayrımları üzerinden kurulan bu toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için 2055 yılı hedefli uzun vadeye yayılan bir plan ortaya konulmuş durumda.
- Bu plan doğrultusunda eşitlikçi bir kalkınma için önerilen yöntemler şunlar: Kaliteli temel eğitim, toplumsal içerme, kapsayıcı ve ihtiyaçlara cevap veren bir sosyal politika sistemi.
- Tüm bu nedenlerle plan hazırlanırken kapsamlı katılımcı süreçler organize edilmiş. Okullar ziyaret edilmiş, 7’den 70’e her kesimin sürece katılımı için çaba gösterilmiş. Özellikle 2055’in yetişkinleri olacak bugünün çocuklarının plana katılım süreci çerçevesinde yaptıkları çizimler ve yazdıkları makaleler ve şiirler dikkat çekici: Çocuklar daha çok park ve yeşil alan istiyor, güvenlik kaygısı taşımadan yaşamayı arzuluyor ve gelecekte etkileri daha da şiddetlenecek iklim değişikliğinden kaygı duyuyor.