Dr. Fouad Bendimerad: "Acil durum yönetiminde yeni bir vizyona ihtiyaç var"

Oluşturulma Tarihi 12 Kasım 2020

12 Kasım Afet Eğitimi ve Afetlere Hazırlık Günü dolayısıyla İstanbul Planlama Ajansı olarak uluslararası afet yönetimi uzmanı Dr. Fouad Bendimerad ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Earthquakes and Megacities Initiative – EMI (Depremler ve Megakentler İnisiyatifi) müdürü olan Dr. Fouad Bendimerad deprem ve afetlere hazırlık konusunda otuz yıldan fazladır Amerika’dan Filipinler’e, Bangladeş’ten Türkiye’ye dünyanın dört bir yanında çalışmalar yapmış çok tecrübeli bir deprem mühendisi ve bir bilim insanı. Dr. Bendimerad 1999 Marmara Depremi’nden hemen sonra İstanbul’a gelerek incelemelerde bulunmuş, 2003 İstanbul Deprem Master Planı çalışmasına da katkı sunmuş, İstanbul’u yakından tanıyan bir isim.

İstanbul Planlama Ajansı, Vizyon 2050 ekibinde Kentsel Dayanıklılık, Afet ve Risk Yönetimi konusunda çalışmalar yürüten araştırmacılar Semiha Turgut ve K. Murat Güney’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide Dr. Bendimerad İstanbul’un depreme dayanıklılığının artırılması için yapılması gerekenlere dair ayrıntılı, somut ve yapıcı önerilerde bulundu. 

Dr. Bendimerad, deprem ve afetlere hazırlıkta hala dünyanın birçok noktasında sadece afet olduktan sonraki müdahaleye odaklanıldığını, bunun büyük bir eksiklik olduğunu, afetlere hazırlıkta afet öncesi hazırlık ve zarar azaltımına odaklanan yeni bir vizyona ve bakış açısına ihtiyaç olduğunu vurguladı. 

İzmir depreminin merkez üssünün şehir merkezinden bu kadar uzakta ve 7 gibi uzmanlarca çok yıkıcı sayılmayan bir büyüklükte olmasına rağmen bu denli fazla binanın yıkılmasına, bu kadar çok ölüm ve yaralanmaya yol açmasına şaşırdığını ve deprem sonrası müdahalede yaşanan aksaklıkları yadırgadığını belirterek sözlerine başlayan Dr. Bendimerad, Türkiye’de son yirmi yılda deprem ve depreme hazırlık konusunda bilgi birikiminin çok arttığını, ancak buna rağmen alınan  önlemlerin yetersiz kaldığını görmekten üzüntü duyduğunu ifade etti.

Dr. Bendimerad, 7,5 büyüklüğünde İstanbul yakınlarında gerçekleşecek bir depremde İstanbul’da çok daha büyük bir yıkım olasılığı olduğunu belirterek İstanbul depremine karşı kenti dayanıklı hale getirmek için alınması gereken önlemleri maddeler halinde şöyle sıraladı: 

  • İstanbul için risk odaklı kentsel iyileştirme (risk-informed/risk-sensitive urban redevelopment) yapılması gerekiyor. Bunun için hastaneler, okullar gibi önemli ve hayati kamu binaları ile yıkım olursa çok kayıp yaşanacak stadyum, kongre merkezi gibi yapıların öncelikli olarak yenilenmesi veya iyileştirilmesi hayati önem taşıyor. Risk odaklı kentsel iyileştirme, bunun yanında İstanbul’da öncelikli olarak büyük depremde tamamen yıkılacağı tahmin edilen konutların ve özel mülklerin de tespit edilerek yenilenmesi anlamına geliyor. Dr. Bendimerad eldeki sınırlı kaynakların tüm binaları yenilemeye yetmeyeceğini, kaynak kullanımının bu önceliklendirmeye göre yapılması gerektiğini söylüyor ve kentsel yenilemenin belli bir önceliklendirmeye göre yapılabilmesi için de uzun vadeli planların hazırlanmasını öneriyor. 
  • Deprem sonrası su ve gıda temini, ulaşım, iletişim gibi temel hizmetlerin sürdürülmesi (continuation of services) hayati önem taşıyor. Afet sonrasında yaşamsal hizmetlerin sürdürülmesi için her yetkilinin afet sonrasındaki rolünün net olarak tanımlandığı kapsamlı bir planlamanın şimdiden yapılıp hazırlanması gerekiyor. Dr. Bendimerad geçmişte yapılan statik ve sabit acil durum eylem planlarının afet sonrasında işlemediğini, tüm afet planlarının her koşulda vatandaşların afet sonrası temel ihtiyaçlarını karşılayacakları hizmetlerin sürdürülmesini garanti alacak şekilde hazırlanması gerektiğini vurguluyor. Bunun için su, ulaşım, iletişim, gıda temini gibi hizmetleri sağlayan kurumların afetlere karşı stres testlerinin önceden yapılması gerekiyor. Statik bir afet planlaması yerine yaşamsal hizmetlerin sürdürülmesini garanti altına alacak dinamik bir afet hazırlığına ihtiyaç var.
  • Depreme hazırlık ve deprem sonrası müdahalede İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte tüm kamu kurum ve kuruluşlarının da sorumluluğu olduğunu vurgulayan Dr. Bendimerad, depreme ve afetlere hazırlıkta koordinasyonun ve eşgüdümlü hareket edilmesi gerekliliğinin önemini bir kez daha tekrarlıyor. Deprem ve afetler sonrası iletişimin sürdürülmesi ve yaşamsal hizmetlerin devam ettirilmesi için tüm yetkililerin sorumlu bir biçimde hareket etmesi büyük önem taşıyor.
  • Deprem ve afetler sonrası iyileştirme ve toparlanmaya dair planlamanın da önceden hazırlanmış olması gerekiyor. Tüm planlamalar yetkililerin ve vatandaşların afet öncesi, sırası ve sonrasında kimlerle hangi biçimlerde çalışacaklarını önceden bilmeleri ve öğrenmeleri açısından önemli.
  • Acil durum yönetiminde yeni bir vizyona ihtiyaç var. Bu vizyonun adı “tüm paydaşları işin içine katan afet ve risk yönetimi” (All Stakeholders Disaster and Risk Management). Deprem ve afetlere hazırlıkta afet eğitimlerinin, deprem bilincinin geliştirilmesinin ve tatbikatların önemi büyük. Bu konuda sadece kamu kuruluşlarına değil sivil toplum kuruluşlarından özel sektöre ve tüm vatandaşlara görev düşüyor; çünkü deprem ve afetler herkesi, tüm paydaşları ilgilendiriyor. Dolayısıyla afetlere hazırlığın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılması, deprem eğitimi ve tatbikatlarının düzenli olarak tekrarlanması ve tüm paydaşların afetler karşısında sorumlu ve hesap verebilir hale getirilmesi gerekiyor.